TRT Spor Aymazlığı - Spor Türk

Spor Türk

İyi oyun, iyi haber

14 Ekim 2012 Pazar

TRT Spor Aymazlığı


Türk Futbolu'nun kara yıllarının aydınlık tarafıydı bir zamanlar TRT. Tansu Polatkan'ın, Kenan Onuk'un, Murat Ünlü'nün spor gazeteciliği dersi verdiği yıllardı. Zaten Halit Kıvanç, Orhan Ayan gibi süperstarların radyodan maç anlattığı bir oluşum ne kadar kötü olabilirdi ki?

Yıllar geçti özel kanallar açıldı o dev kadro diğer televizyonlara dağıldı. O efsaneTRT Spor Dairesi'nin karşısında kendine çeki düzen verip, nisbeten sorumlu ve seviyeli yayıncılık  yapan yazılı basın görsel medya sahibi olunca özüne döndü. Hıncal Uluç gibi figürler sözde futbol eleştirisi adı altında lobi ve düşmanlık yaparken haberciliğin yanısıra bir de "Televole" tarzı garibesk bir spor muhabirliği peydah oldu. Masa başında yapılan haberler her zaman alay konusu olmuşsa da en kötüsü bazı sözde gazetecilerin yönetici ve futbolcular için maddi menfaat karşılığı hazırlanan haberlerdi.

Bu tip rezillikler yüzünden yıllarca futbolumuz mafyatik yöneticiler, çeteleşmiş futbolcular ve türlü çıkar odaklarının gölgesinde hem saha dışında hem de saha içinde futbolseverler için utanç kaynağı oldu. Büyük takımlardan birinden gönderilmeye çalışılan teknik direktör için "futbolculara asılıyor, malzemeciyle düşüp kalkıyor" yazdı bu basın daha ötesi yok... 

TRT spor ise bir zamana kadar yıldızlarını kaybeden ama ekolüyle giden bir takım gibiydi. O yıl ne olduysa oldu Spor Dairesi çöküşe geçti. Takım adı yazmaktan aciz muhabirler, iki tane özeti hazırlayamayan teknik ekipler ve dışarıdan transfer edilen futbolcu eskisi ama futboldan habersiz yorumcular artık TRT'yi seyredilmez hale getirdi. Tek avantajı önce 1. Lig maçlarını yayınlamasıydı. Ancak ne acıdır onu da ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Müdür veya üst düzey bürokratların ricaları doğrultusunda yanlı yayınlar yapmaya çalıştılar, Türk Futbolu'nun Kayseri - Sivas maçından sonraki en büyük kara lekesi olan Diyarbakır - Konya ve Diyarbakır - Altay maçlarını olacaklar herkes tarafından bilindiği halde yayınlamamak gibi ayıplara imza attılar.

Altyazılarında Beşiktaşspor, Altayspor, Göztepespor yazıları geçen bir kurum haline geldiler haliyle de seyredilmez oldular iyice. Türkiye'nin en yaygın muhabir ağına sahip basın kuruluşu internet sitesindeki haberleri sağdan soldan kes yapıştırla verirken kimse bu durumlara tepki bile vermedi. Silindikçe silindi, bittikçe bitti. Seyredilmedikçe çalışanlardan hesap sorulacağına iyice başıboş bırakıldı, çiftliğe çevrilmesine göz yumuldu.

Ön planda torpilli işsiz antrenörlerin, siyasi bağlantıları olan eski topçuların ve yeğenlerin avanta kapısı oldular.  Arka planda beş tane takımın rengini sayamayacak tipler yapımıcı, asistan vesaire adı altında kuruma doluşturuldu.

Özel televizyon olsa yakınmayacağız. Tercih meselesidir isteyen seyreder istemeyen seyretmez ancak TRT bilgisayara takılan ekran kartından, işportada satılan el radyosuna kadar vergi kesen, elektrik faturalarından pay alan bir kurum. Yani bütün bu kepazelik bizlerin cebinden finanse edilmekte.

Geçen yıl tahammül edilemez bir şekilde yanlı yayın yapan kanal bu sene de bu tutumunu sürdürüyor ancak işi azıttılar. Naklen yayınlanacak maçların seçiminde siyasi "ricalar" doğrultusunda yaptıkları tercihleri "maç programı uygun değil" ya da "internet üzerinden yayınlıyoruz" şeklinde savunmaya çalışsalar da kimseyi ikna edemiyorlar. Pozisyon tekrarları ve/veya getirdikleri "hamil-i kart sahibi" ya da eş dost yorumcuların yorumlarıyla mide bulandırıcı işlere imza atıyorlar her hafta. 

Ancak işin suyu bugün çıktı. "Hedef Süper Lig" programında gün içinde oynanan ŞAnlıurfaspor - Trabzon 1461 maçında çıkan saha içi olayları örtbas etmek ve Şanlıurfa'nın ceza almasını engellemek için gerçeklikten koptular. Aslında bu kadarına da alışığız, sürpriz olmadı geçmişte yapılanlara bakarsak ama tartışması bile olmayacak bir kırmızı kartın üzerine seyircinin sahaya girmesi, sahanın karışması gibi olayları kılıflayabilmek için işi hakeme yıkmaya çalıştılar. Kuddusi Müftüoğlu'nun hakemliğini savunacak halimiz yok fakat olaylara neden olan kırmızı kart pozisyonunda yüzde yüz haklı. Ama program sunucusunun koro şefliğinde para karşılığı ne istenirse söylemeye hazır iki yorumcu "hakem yüzünden olay çıktı" teziyle yaşanan olayların sorumluluğunu Şanlıurfa'dan başka mecralara çekmeye çalıştılar. En bombası ise programa katılan yorumcudan geldi "Zaten İzmir Bölgesi Hakemleri Şanlıurfa'ya önyargılı, düşmanca davranıyor" diyiverdi...

Sporda şiddet ile mücadele için çıkarılan yasalara ve spordan bağımsız Türk Ceza Kanunu'na göre suç işledi bu kendini bilmez adam. Ayrıca "suçu ve suçluyu övmek", "kin ve düşmanlığı teşvik etmek" gibi fiillerden de hem kurum hakkında hem de programın sunucu ve yorumcuları hakkında dava açılmasını gerektirecek kadar büyük bu suç.

Her şeyi bir kenara bıraksak bile program boyunca verilen "hakem hata yaptı o yüzden olay çıktı" mesajı dahi program ekibinin görevden alınmasını gerektiriyor. Bakalım TRT yönetimi ne gibi bir tavır takınacak?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder