Değeri Milyar dolarlarla ifade edilen Türk Futbolu'nun nereden baksanız en büyük 10 markasından biridir Altay. Ancak ne yazık ki tarihinde görmediği kadar başarısız bir sezon yaşayıp Spor Toto 2. Lig'e düştü. Bir önceki sezonda Play-off finali oynayan bir takımın ertesi yıl küme düşmesi görülmemiş değilse de üzerinde düşünülmesi gereken bir olay. Kulüp borç batağında ve transfer yasakları yüzünden düştüğü yeni ligde bile başarılı olmasına imkan yok hem kadrosu gidenler uüzünden eridi (şimdilik 9 futbolcu) hem de yeni transfer yapılması olanaksız. Ahmet Taşpınar bir şekilde arasını iyi tuttuğu basına elinde dosyalarla pozlar verip çok yoğun çalışıyormuş rollerine girse de ortalıkda somut olarak çözebildiği hiçbir problem yok.
İcraatmış gibi göstermeye çalıştığı ( ve aslında hala çözemediği) vergi, futbolcu alacakları, sgk prim borçları gibi sorunların halledilmesi gereklidir ancak yeni sezona dair hiçbir hazırlık olmaması korku verici. Ayrıca bu blogda daha önce de sorduğum bir soruyu tekrarlamak lazım; "naklen yayın geliri, sponsor geliri olan, devamlı futbolcu satan bir kulübün nasıl oluyorda 14 milyon lira borcu olabiliyor?". Geçtiğimiz yıl kimler kaça satıldı, yerine kimler kaça alındı, kan uyuşmazlığı bariz olduğu halde Coşkun Demirbakan'da neden ısrar edildi daha da önemlisi bu adam kimin ısrarı ve tavsiyesi ile göreve getirildi? 3 afrikalı oyuncunun transferlerini hangi menejer gerçekleştirdi? 3. ligde oynamayacak bazı adamlarla oturdukları yerden para kazanacakları mukaveleleri neden imzaladı bu yönetim? Gelirler nereye harcandı? Sahada doğru düzgün transfer yokken bu paralar nereye gitti? Tesis yok, transfer yok, başarı yok onca borç nerden çıktı?
Altay tarihinin tartışmasız en başarısız başkanı olan Ahmet Taşpınar bu soruların muhatabıdır ve bırakın yeniden başkanlığa aday olmayı bu soruların ikna edici cevaplarını ver(e)mezse kulübün kapısından bile sokulmamalıdır. Ayrıca her sorunun cevabını verse bile kulübe gelir getirmek için vizyonu sadece oyuncu satmak olan birinin Altay'a faydası dokunmayacaktır.
Altay'ın kurtuluşu Mustafa Denizli'dir. Büyük Mustafa gelip başkanlığı almalı kulübü kendi emrindeki bir koordinatöre teslim etmeli ve kendisini "Büyük Mustafa" yapan Altay'ı tekrardan "Büyük Altay" yapmalıdır. Bu Altay için de kendisi için de en uygun gelecek vizyonudur. Hadi Mustafa gel bizim Beckenbauer'ımız ol!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder