Tomislav İvic - Spor Türk

Spor Türk

İyi oyun, iyi haber

Breaking

25 Haziran 2011 Cumartesi

Tomislav İvic




Türkiye'de herkes onu Fenerbahçe Kulübünü çalıştırdığı sezonla hatırlar ama asıl iz bıraktığı zaman Galatasaray'ı çalıştırdığı 1983-84 sezonudur. O zamanlar haftada 5 idman yapılan, defans taktiklerinin "9 numaraya yapış bırakma", hücum varyasyonlarının ise "Cemil topu taşıyacak sonra Osman'a verecek" sığlığında olduğu yıllardır. Aynen Branko Stankovic gibi o da Türk Futbolcusu'nun fundementali ile boğuşmak zorunda kalanlardan biriydi. Memleketlisi Stankovic zorda kalan oyuncuya, sıkışınca topu kornere ne taraftan atacağını ve saha içinde kimin nerede pozisyon alması gerektiğini öğretmeye çalışırken, İviç de geldiğinde en baştan korner, serbest vuruş ve taç atışlarında pozisyon bilgilerini ezberletmeye çalışıyordu.




Galatasaray takımı oyucularının o zamana kadar görülmemiş bir şekilde, korner kullanırken atışı kullanan oyuncunun eliyle sayı göstererek topu nereye ortalayacağını ve arkadaşlarının nereye koşmaları gerektiğini işaret etmesi herkesi hayretler içinde bırakmıştı. Devrin modern futbol uzmanı ve hücum futbolu kavramının Türkiye'deki iki fikir babasından biri olan Doğan Koloğlu bunu gazetedeki köşesinde övgülerle anlatıyordu. Sezon bitiminde Galatasaray en iyi futbolu oynayan takım olmasına rağmen şampiyonluk yarışında geride kalmış, kupada ise yarı finalde 2. Lig ekibi Karşıyaka'ya elenmişti. İviç, yönetime çok uzun bir transfer listesi verdi ve gitti ancak zamanının en büyük teknik direktörü olan bu adam buradaki şark işi yönetim anlayışından ve taraftarın ne yapmak istediğini bir türlü anlamaması yüzünden mutsuzdu ve dönmedi. Galatasaray'ı hücum futbolu ile tanıştırmak dışındaki ikinci hizmeti de bu oldu; Ali Uras bütn transferleri yapıp hocasız kalınca o yaz Fransa'da düzenlenen Avrupa Kupası'nda büyük hüsran yaşayan Derwall'i ikna edip takımın başına getirdi.

Daha sonra geldiği Fenerbahçe'de de yarım sezon çalışıp gene kendi isteğiyle gitmiştir. Bizde spor basını bazı yöneticilerin maaşlı adamlarından oluştuğu için neler yaşandığını, bu çok büyük hocanın neden 2 kez çekip gittiğini hiç bilemedik. Belli ki sebepler birilerini çok rahatsız edecekti. Porto, Benfica, Ajax, Atletico Madrid, PSG, H. Split, Dinamo Zagreb, Panathinaikos gibi takımlarda şampiyonluklar yaşadı 2 kez de dünyada "Yılın Teknik Direktörü" seçildi. Günümüz futbolunun çok daha hücuma yönelik ve estetik bir modelini bundan çeyrek asır önce çalıştırdığı takımlara oynatmıştı. Total Futbol'a rötuşları ile bir zerafet kattı ve ilk Türkiye macerasında tutunamasa da bir çok şeyi değiştirdi. 78 yaşında hayata gözlerini yummuş bu adam dünya futbolunun en önemli isimlerinden biri olarak kalacak. Toprağı bol olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder