Bugün TFF ve UEFA yetkilileri arasında yapılacak görüşmeden Fenerbahçe ve diğer kulüpleri daha soruşturma bitmeden mahkum edecek bir karar bekleyenler bir kez daha yanıldı. Oysa bu blogda, bundan 10 gün önce üstüne basa basa yazmıştık "UEFA bu soruşturmaya çok kuşkuyla yaklaşıyor ve Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi'ne katılmasını istiyor" diye. Merak eden diğer yazıya şuradan bakabilir. Ülke dışında sadece Fenerbahçe için değil, Türk Futbolu için de bir yara olan bu şüpheli operasyon yurtdışında ciddiye alınıp, yankı bulmadı. Hatta buradaki yandaş medyanın pompalamaya çalıştığının aksine, özellikle İtalyan ve İngiliz medyası bu işin bir hesaplaşma ve güç savaşı olduğuna dair kuşkularını yazdılar.
Fakat ne yazık ki para ve iktidar hırsından gözü dönmüş bir takım kişi ve odakların gözü kararmış adeta. Türk Futbolunu, Türk Kulüplerini, Türk Federasyonu'nu, Kişileri baskı altına almak adına Türk Devletinin kurumlarını ve vatandaşlarını tüm dünyaya rezil etmekten bile çekinmiyorlar. Bugün yapılan toplantıdan başka türlü bir karar çıkmayacağı barizdi. Alınıp alınmadığı belli olmayan iki itirafname ve bir takım satılık gazetecinin yaygarası yüzünden paniğe kapılan Aydınlar Federasyonu aslında bu şer odaklarının istediği kıvama gelmiş ve artık listesi verilen camiaların ve kişilerin ipini, belgesiz,kanıtsız olarak çekmeye hazırlanıyordu. Ancak bugünkü basın açıklamasında Lütfü Arıboğan'ın, gerginliğini atmış bir halde gene "belge yok" demeye başlaması UEFA yetkililerinin federasyonun aklını başına toplamasını sağladığını gösteriyor. UEFA bu soruşturmaya dayanarak Fenerbahçe ve diğer takımların Avrupa'da oynamasının engellenemiyeceğine dair tavrının altını bir kez daha çizdi.
Bu süreçte herkesin aklını başına alıp çok dikkatli düşünmesi gerekir. Düşmanın düşmanı dostumdur diyenler yarın o silah bir anda kendilerine döndüğünde çaresiz kalırlar. Şike varsa yapanın canı yansın, hayatı karartılsın ama elde hala belge, delil yokken tevatürle, "dedi,-miş,-muş, iddia etmiş" ile insanlar ve camialar mahkum edilmesin. Hukuktan yana olmalıyız menfaatten yana değil. Fırsatçılık ve hainlik belki bir şampiyonluk kazandırır ama yıllarca çıkmayacak lekeler bırakır camialara. Ne yazık ki bu süreçte Galatasary Yönetimi, Beşiktaş Taraftarı çok kötü bir sınav verdiler. Daha fazla lekelenmeden bu işlerden vazgeçip haksızlığa uğrayan kimse ondan yana tavır koymalıdırlar. Gerçekten "Büyük Camia" olmanın şartı budur. Kupalar unutulur ama bazı lekeler silinmez.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder