Bursaspor'un simge ismiydi ama teknik direktörlüğe başlayınca birçok takımı dolaştı. 1996 - 98 arası yolu İzmir'e de düştü ve Karşıyakayı çalıştırdı. Kaf Kaf'ın en karışık dönemlerinden birinde geldi ve aşı tutmadı ama kimseyi de arkasından konuşturmadı. Bu lafın altını çizelim; İzmir'in işbilmezleri her zaman suçu hocalara yıkıp, aslında teknik direktörlerle alakası olmayan rezillikleri bile yerel basını da alet ederek işin içinden sıyrıldıklarını unutmayalım... Bu satırların yazarı Türkiye'nin anlı şanlı hocalarından birinin nasıl hüngür hüngür ağladığının canlı şahididir.
Nejat Hoca Bursa taraftarının taktığı lakabın hakkını veren ağır, kalender ve tokgözlü eski usül "Abi" lerden biriydi. Sevgi adamıydı, efendiydi ve centilmendi. Rakiplere, hakeme kafa atan, futbolcusuna ana avrat söven, ne topçuluğundan ne hocalığından zevk alamadığımız, ağzımızda hep acı bir tat bırakan çakma imparatorlardan değildi. Biz onu sevmiş, hürmet etmiştik O da bunu sonuna kadar haketmişti. Huzur içinde yat güzel abi...
Nejat Hoca Bursa taraftarının taktığı lakabın hakkını veren ağır, kalender ve tokgözlü eski usül "Abi" lerden biriydi. Sevgi adamıydı, efendiydi ve centilmendi. Rakiplere, hakeme kafa atan, futbolcusuna ana avrat söven, ne topçuluğundan ne hocalığından zevk alamadığımız, ağzımızda hep acı bir tat bırakan çakma imparatorlardan değildi. Biz onu sevmiş, hürmet etmiştik O da bunu sonuna kadar haketmişti. Huzur içinde yat güzel abi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder