Çok karanlık başlayan bir sezonda ilk hafta maçları da futbolsuz oldu genel olarak. Galatasaray 'ın sahaya çıkmasını heyecanla bekleyen taraftarı da saç baş yoldu bu gece. Ancak futboldan biraz olsun anlayan azınlık Galatasaray kadrosunun çok ümit vermediğini, veremeyeceğini biliyordu ve onlara sürpriz olmadı. Sahaya çıkan 11'de yer bulabilen üç isim her şeyi anlatıyor aslında. Defansın göbeğini Gökhan Zan ve Servet Çetin'e teslim edip önlerine de Sabri Sarıoğlu'nu koymak için bu oyuncuları son 3 sezondur "hiç" seyretmemiş olmak gerekiyor sanırım. Geçen sene artık bitmiş olduğunu sahada defalarca gösteren Servet Çetin'i ve hiçbir zaman olamamış Sabri ile Gökhan Zan'ı, yanlarına yetenekleri sınırlı bir Çağlar Birinci ekleyip sahaya çıkarmak Fatih Terim'in Ujfalusi'ye yaptığı kötü bir şaka gibiydi. Avrupa'nın en önemli defans oyuncularından biri olan bu oyuncu maç boyunca çaresizce çırpındı durdu.
Bir parantez de Felipe Melo için açmak lazım. bu oyuncunun yılın en kötü transferini zaten yazmıştım. Düzensiz özel yaşamı, sahada bıraktım meslek ahlakını insanlığa sığmayacak hareketleri dünyaca malumken sanırım bundan bir tek fotomaç okuyucusu Galatasaraylılar habersizdi. Mali yönden zaten batık durumda olan sarı-kırmızılı ekibe bu oyuncunun İbrahimoviç maliyetine ama kiralık alınmasına nedense kimse itiraz etmedi. Şimdi de bu oyuncunun sahada yaptığı ayıbı alkışlıyor Galatasaray taraftarı çok yazık.
Sahadaki oyuna gelirsek; İBB öyle ortalığı perişan eden bir oyun ortaya koymadı. Hatta maçın büyük kısmında mücadelelerde etkisiz ve isteksizlerdi. Zone defans yapan oyuncular dışında herkes eli belinde gezdi durdu sahada. Peki nasıl oldu da Galatasaray'ı net bir skorla yenebildiler derseniz karşılarındaki takım hiçbir şey oynamamanın yanında mücadele de etmedi, edemedi. Tam 5 oyuncusunun şu andaki formlarıyla Bank Asya'da bile forma bulamayacağı bir takım ne yapabilir ki? Colin Kazım, Sabri, Servet, Gökhan ve Çağlar'ın direkt 11 başladığı takımdan başarı bekleyen gitsin Olimpiyat Stadı'nın çıkışında vapur beklesin belki gelir.
Muslera'nın iyi kaleci olduğunu biliyoruz ama her sezon iki üç saçma sapan gol yediğini de bu kaleciyi daha önce izleyenler söylemişlerdi. Ayrıca Çağlar'ın gol pozisyonu başlangıcındaki hatası Muslera'nın hatasından çok daha büyük. Ancak geçen sene zavallı Zapata'nın başına gelenler ya da Galatasaray'ın son 4 sezonda harcadığı kalecilerin başına gelenler onun da başına gelecektir. Galatasaray taraftarı pozisyonda takımı satıp hocasını kovduran adamı kucaklarken golü yiyen garibana çemkirdi bugüne dek hep. Zapata'nın Fenerbahçe maçında yediği gollere üşenmeyin bakın o golleri kim yedi elinizi vicdanınıza koyup söyleyin. En son da Zapata'nın kovulduğunu ama diğerlerinin kaldığını hatırlayın. Umarız Muslera bu makus talihten yırtar.
Selçuk İnan, Eboue ve Baros için bir şey yazmak ayıp olur takımın kalanı bu durumdayken bu adamlara iyi/kötü değerlendirmesi yapacak kadar şuursuz değiliz hamdolsun.
Galatasaray'ı son 10 yıldır kemiren parazitler bu sene de bir şekilde yapacaklarını yaptılar. Her sene olduğu gibi bir alay uçuk isim gazetelerde yazdırıldı, hiçbiri alınmadı ve onların yerine bir alay işe yaramaz adam takıma doluşturuldu ve inanılmaz maliyetlerle futbolcular alındı. Bu artık ezberlediğimiz bir senaryo ama Galatasaray taraftarı akıllanmıyor bir türlü. Takımı felakete sürükleyen bazı isimleri alkışlarken olan biteni yazanlara saldırıyorlar. Bu yazdığımıza da küfreden çıkacaktır ama şu üç yazıyı okuyun ve tarihlerine bir bakın sonra gene vicdanınız el veriyorsa küfredin;
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder